REZERVASYON İÇİN TIKLAYINIZ

Erzurum’un 10 km. kuzeydoğusunda Top Dağı’nda bulunan Aziziye Anıtı, Aziziye Tabyasının önünde 1952 yılında 3.Ordu Komutanı Orgeneral Nurettin Baransel tarafından yaptırılmıştır. Bu anıt 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’nın anısına dikilmiştir. Anıt kesme taştan yapılmış, üzerindeki bronz plakada: “Bu gelinlik genç kızlar, ihtiyar erkekler ve nineler, kendi namusları ve Türk milletinin şan-ü şerefi için can verdiler, dövüştüler ve öldüler. Şimdi Türk milletinin kalbinde yaşıyorlar. 1877-1952” yazılıdır.

Erzurum'un sembolü olan Çifte Minareli Medrese'nin kitabesi olmadığından yapılış tarihi tam bilinmese de 13. yüzyılın sonlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat'ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile adına Hatuniye Medresesi de denilmektedir.

Bizanslılar tarafından yapıldığı tahmin edilen Erzurum Kalesi, şehrin gezilecek yerlerinin başında gelmektedir. Erzurum'un tarihi zenginlikleri arasında kendini gösteren kale, bulunduğu tepede hem iç hem de dış kaleden meydana gelmektedir. Günümüze kadar dış kale surlarının çoğu yıkılmış olup, dört yöndeki kapılarının sadece isimleri kalmıştır. Tebriz Kapısı, Erzincan Kapısı, Gürcü Kapısı ve İstanbul Kapı… İç kalenin ise sur duvarlarının üzerindeki burçlar görülmeye değerdir. Kale duvarları dönem dönem yenilenmiş olsa da kimler ne zaman yenilendiğini belgeleyen bir yazıt bulunmamaktadır.

Anadolu Selçuklu mezar yapılarının en güzel örneklerindendir Üç Kümbetler. Erzurum'un tarihi yapıları arasındaki Üç Kümbetler, Çifte Minareli Medrese'nin güneyinde bulunur. Kümbetlerin en büyüğünün Emir Saltuk'a ait olduğu ve XII. yüzyıl veya XIV. yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Diğer kümbetler hakkında ise pek fazla bilgi yoktur. Kim tarafından ve ne zaman yaptırıldıklarına dair bilgi olmamakla birlikte, 14. yüzyılda yapıldıkları tahmin edilmektedir. Muazzam mimarilere sahip olan Üç Kümbetler, şehrin önemli tarihi yapılarından biri olup, yerli ve yabancı turistler tarafından sürekli olarak ziyaret edilmektedir.

Rüstempaşa Bedesteni, Osmanlı mimarisini yansıtan en güzel örneklerinden biridir. Erzurum'un tarihine eşlik eden bu mimari eser, halk tarafından Taşhan olarak da adlandırılmaktadır. Bedesten 1561 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı ve aynı zamanda damadı olan Rüstem Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Günümüzde dükkanların sıralandığı bir çarşı olan bedestende genellikle oltu taşı satıcıları görülür. İki katlı olan Rüstempaşa Bedesteni hem halkın hem de turistlerin gün içerisinde ziyaretleriyle kalabalıklaşır ve Erzurum gezi listelerinde mutlaka yerini alan bir noktadır.

Erzurum Bakırcı Mahallesi’nde bulunan Bakırcı Camisini Bakırcı Hacı Mustafa’nın ölümünden sonra vasiyeti üzerine 1720-1721 yıllarında Mustafa Ağa yaptırmıştır.Cami 1902 yılında Osman Efendi tarafından onarılmıştır. Geleneksel Erzurum camilerinde uygulanan plan tipinde olan bu yapı kesme taştan yapılmıştır.Kare planlı ve kubbeli caminin önünde dört taş sütunun taşıdığı üç kubbeli bir son cemaat yeri vardır. Giriş kapısı üzerinde 1720 tarihli kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabe talik yazı ile 38 mısra halinde Ketencizade Rüştü tarafından yazılmıştır.Caminin içerisinde mimari ve bezeme yönünden herhangi bir özellik yoktur. Minare kırmızı kamber taşından yapılmış olup, şerefe altında mukarnas bezemeleri görülmektedir.Bu minare üzerinde günümüzde de Erzurum’un işgalinden kalma kurşun izlerine rastlanmaktadır.

Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan bu camiyi Erzurum Maliye Memurlarından Ebubekir oğlu Hacı Cafer yaptırmıştır. Giriş kapısı üzerindeki beş satırlık Arapça mermer kitabesinden 1645 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Caminin önündeki dört yuvarlak sütun üzerine oturan üç küçük kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Ayrıca son cemaat yerinin sol tarafında camiyi yaptıran Hacı Cafer’e ait türbe yeralmaktadır. Bu türbe içerisinde Hacı Cafer’in 1650 tarihli mezarı bulunmaktadır. Kare planlı caminin üzeri sekiz köşeli bir kasnağa oturan kubbe ile örtülüdür. Bu yapı tek kubbeli Osmanlı camiler plan düzenindedir. Kubbe eteğinde Kaside-i Bürde yazılı bir firiz dolaşmaktadır. Ayrıca kıble duvarında 14 satır halinde caminin vakfiyesi yazılıdır. Caminin mihrabı sanat tarihi yönünden bir özellik taşımamakla beraber minberi Osmanlı ağaç işçiliğinin güzel örnekleri arasındadır. Caminin yanında, kesme taştan yapılmış tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.

İbrahim Paşa Camii, Erzurum Merkez'de bulunan Eski Hükümet Konağı'nın çok yakınında bulunmakta… Şehrin tarihi ibadet mekanları arasındaki İbrahim Paşa Camii, kitabesindeki bilgiye göre 1748 yılında Erzurum Valisi Yazıcızade Hacı İbrahim Ethem Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Caminin mimarisi kare planlı olup, tek bir kubbesi vardır. Yapımında beyaz renkte mermer taş kullanılmıştır ve mihrabı da mermerden yapılmıştır. Erzurum İbrahim Paşa Camii'nin minaresinde ise kesme taş görülmektedir. Osmanlı mimarisinin tipik örneklerinden biri olan cami, günümüzde de ibadete açıktır.

Erzurum Feyzullah Mahallesinde bulunan bu caminin kitabesinden öğrenildiğine göre; Şeyhülislam Feyzullah Efendi tarafından 1700-1701 tarihinde yaptırılmıştır. Kubbesinin üzeri kurşunla kaplı olduğundan ötürü de Kurşunlu Cami ismi verilmiştir. Ayrıca Feyziye veya Şeyhülislam Camisi isimleri ile de tanınmaktadır.Cami kesme taştan, kare planlı olarak yapılmıştır. Üzeri sekiz kasnak üzerine oturan bir kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yeri dört taş sütunun üzerine oturan üç kubbeli bir mekandır.Giriş kapısının üzerinde dört satırlı talik yazılı kitabesi bulunmaktadır. Mihrap taştan olup, mukarnaslıdır. Ahşap minberi Türk ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden biridir. Son cemaat yerinin sağ tarafında bulunan minaresi sekiz sıra kırmızı taş şeritlerle hareketlendirilmiştir. Caminin yanında Kurşunlu Medresesi bulunmaktadır. Caminin banisi olan Feyzullah Efendi İstanbul’da Fatih Millet Kütüphanesinin bulunduğu Feyzullah Efendi Medresesini de yaptırmıştır.

Kıbrıs Fatihi olarak tanınan ve bir dönem Erzurum Beylerbeyi olan Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır Lalapaşa Camii. Erzurum'un şehir merkezinde Yakutiye Medresesi'nin doğu kısmında bulunan cami, esasında bir külliyenin parçasıdır ve Mimar Sinan Eserleri arasında gösterilir. Klasik Osmanlı camilerinin örneklerinden olan Lalapaşa Camii'nin ortadaki ana kubbesi dört ayak tarafından taşınmaktadır. Avlusuz inşa edilmiştir ve Merkezi planlı yapılar arasındadır. Günümüzde ise işlevselliğini hala korumakta olup, turistik ziyaretlere de ev sahipliği yapmaktadır.

II. Selim döneminde inşa edilen, kare planlı bir mimariye sahip olan Erzurum Murat Paşa Camii, şehrin önemli ibadet mekanları arasındadır. 1573 yılında yapılan caminin banisi Sadrazam Kuyucu Murat Paşa'dır. Kuyucu Murat Paşa sadrazamlık görevindeyken inşa ettirmiştir camiyi. Caminin merkezi kubbesi, mukarnaslı altı sütun taşımaktadır. Kubbenin Avrupa üslubundaki çiçek ve yaprak motifleriyle bezenmiş durumda. Mihrabı ise taştan ve mukarnas süslemelidir. Minaresi caminin sağında olup tek şerefeli taş kaide üzerindedir. İlçe merkezi Atalar Mahallesi'nde bulunmasından dolayı kolay bir ulaşım yoluna sahiptir.

Erzurum Ulu Camii, şehrin en büyük ibadet mekanı özelliğini taşımaktadır. Günümüzde ibadete açık olan Erzurum Ulu Camii, Atabey Camii olarak da adlandırılmakta. Cami, 1179 yılında Saltuklu Melik Nasirüddün Muhammed Bey'in döneminde inşa edilmiştir. İsmini ise Irak Selçukluları Sultanı Atabeg Kızıl Arslan'dan almıştır. Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biridir ve 6000 kişilik bir cemaat kapasitesine sahiptir. Bu kapasite, şehrin en büyük camisi olduğunun bir kanıtı... Caminin ikisi doğuda, üçü kuzeyde olmak üzere beş kapısı bulunmakta olup, hiçbir kapı mimari açıdan birbirine benzememekte… Kitabelerinin her biri incelendiğinde günümüze kadar beş kez onarım geçirdiği görülüyor. IV. Murat döneminde erzak deposu olarak kullanılan günümüzde ise cami olarak işlevselliğine devam eden Erzurum Ulu Camii, görkemli mimarisiyle turistlere de ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

Erzurum'un tarihi yapılarından biridir Çobandede Köprüsü. 1297-1298 yılları arasında Veziri Salduzlu Emir Çoban Noyin tarafından inşa edilmiştir. Selçuklu ve İlhanlı üslubunun yansıtıldığı köprü Aras Nehri üzerinde bulunmaktadır. Gündüz saatlerinde sıradan bir köprü gibi görünse de sabah güneşin ilk ışıklarıyla gizemli bir görüntüye sahip olur. Çobandede Köprüsü, kırmızı, siyah ve gri kesme taştan yapılmış olup; dönem dönem onarımlardan geçmiştir. Köprü günümüzde kullanılmamaktadır. 7 kemer gözlü olarak inşa edilmiş olsa da, bugün sadece 6 gözü bulunmaktadır. Erzurum-Horasan yolu üzerinden 58 kilometre sonra karşınıza çıkacak olan Çobandede Köprüsü, şehrin tarihi gezi alanlarından biridir. Dilerseniz gezinize köprüyü dahil edebilirsiniz.

Erzurum Oltu ilçesinde, Oltu Çayı kıyısındaki tepe üzerinde bulunan kale M.Ö IV. Yüzyılda yapılmıştır. Kale Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı dönemlerinde onarılmıştır. Ancak bu onarımları belirten bur kitabe günümüze gelememiştir. Osmanlı döneminde bir süre kervansaray olarak da kullanılmıştır. Oltu Kalesi kesme taştan yapılmış ve 3000 m2’lik bir alana yayılmıştır. Günümüze dış kale ile surları gelememiştir. Bugün yalnızca iç kale görülebilmektedir. Kalenin kuzeyindeki iki burçtan biri türbe olarak kullanılmıştır. Ayrıca kale içerisinde bulunan hamam da diğer bölümlere göre çok daha iyi durumda günümüze gelebilmiştir.

Logo